CARİYELİK ÜZERİNE
بسم الله الرحمن الرحيم
وعليكم السلام ورحمة الله وبركاته ابدا دائما
CARİYELİK ÜZERİNE
Cariyelik meselesi, İslâm'ın kölelik kurumunu zamanla kaldırmaya yönelik bir dizi tedbir içeren fıkhî hükümler çerçevesinde ele alınmalıdır. Cariyenin efendisiyle beraber olması meselesi de bu bağlamda değerlendirilmiştir.
Kölelik ve Cariyelik Meselesi Hakkında Ayrıntılı Bilgi İçin Tıklayınız
NİKÂH AKDİ VE MEHİR GEREKSİNİMİ
İslâm'da evlilik, karşılıklı rıza ve bir akit (nikâh) ile gerçekleşir. Bir hür kadının evlenebilmesi için nikâh akdi, mehir ve velisinin izni gibi şartlar aranır. Ancak İslâm hukukunda cariyeler, efendilerinin mülkü sayıldıkları için nikâh akdi ve mehir şartı aranmamıştır. Bu yüzden, cariyenin efendisiyle birlikte olması zina sayılmamış, meşru kabul edilmiştir.
FARZ KILINMAMA SEBEBİ
1. Fıtrî Zorunluluk Değildir: Farz olan ibadetler (namaz, oruç vb.) doğrudan kullukla ilgili olup herkes için geçerlidir. Cariyenin efendisiyle birlikte olması ise, bir ibadet değil, hukuki bir düzenlemedir.
2. Nikâh Yerine Geçen Sahiplik: Bir kadınla helal yoldan beraber olabilmek için ya nikâh gerekir ya da cariyelik bağı. Cariyenin efendisiyle birlikte olması için ayrı bir nikâh akdi gerekmediğinden, bu bir yükümlülük (farz) değil, bir mülk tasarrufu olarak değerlendirilmiştir.
3. Serbestlik Tanınması: Cariyenin efendisiyle birlikte olması caizdir ancak farz değildir. Efendi bunu yapmaya mecbur kılınmamış, tercihine bırakılmıştır.
Zira cariyeyi azat edip onunla evlenmek de mümkündür ve bu teşvik edilmiştir (Nur, 32).
Hâsılı, cariyenin efendisiyle birlikte olması, nikâh akdi yerine geçen bir mülkiyet tasarrufu olduğu için farz değil, mübah kabul edilmiştir.
Yorumlar
Yorum Gönder