HAZRETİ ÖMER'İN (Radıyallahu Anh) İSMİNİN YER ALDIĞI ÇOK ÖNEMLİ BİR PAPİRÜS
بســمـ الله الرحـمن الرحيمـ
HAZRETİ ÖMER'İN (Radıyallahu Anh) İSMİNİN YER ALDIĞI ÇOK ÖNEMLİ BİR PAPİRÜS
İslamiyet'in çok erken döneminden günümüze ulaşan ve bazı nedenlerden dolayı çok önemli olan bu papirüs 2014'te İslam tarihçisi Fred Donner tarafından yayınlanmıştır.
Mektup tarzında yazılmış olan E17861 numaralı bu papirüs hem içeriğinde ismi geçen Zevât-ı Kirâm'dan, hem kadim hattından ve bazı harflerinde nokta kullanılmasından hem de bazı kelimelerde harflerin yazılış şeklinden ve imlâsından dolayı büyük ilgi görmüştür.
Papirüs E17861, akrabalar arasında bir miktar paranın dağılımından bahseden kişisel bir mektup olup, İslâmî geleneğe muvafık olarak
بسمـ الله الرحمن الرحيمـ
(Rahman, Rahim olan Allah'ın adıyla) besmele-i şerif ile
başlamakta ve
والسلم عليك ورحمة الله
şeklinde selam ile bitmektedir.
Gönderici
... بن سلم الحضرمي
İbn Selim el-Hadramî ve muhataplar metnin başında belirtilir (ki bu Zevât-ı Kirâm'ın {Radıyallahu Anhum Ecmain} isimlerinin yer alması nedeniyle büyük ilgi görür).
Mektup,
صفون
Safvân ile birlikte gönderilen
ستة وعشرين...
... دينراً
26 dinarın aile üyeleri ve yakın tanıdıklar arasında dağıtılmasından bahsetmekte ve adı geçen farklı kişilere çeşitli miktarlarda para dağıtımı yapılmaktadır..
Donner'a göre, papirüsün yazı stili birinci İslami yüzyılda çok tipikti ve bu nedenle papirüsün yazımı neredeyse kesin olarak m. 700'lerden önce gerçekleşti.
Bazı hususlar dikkate alınmadığında Papirüsün daha erken bir tarihte yazılmış olabileceği söylenebilir. Mesela mektubu gönderen kişi
.. بن مسلم/سلم الحضرمي
(..) İbn Müslim/Selim el-Hadramî'dir ve muhataplar mektupta listelendikleri sırayla aşağıda belirtilmiştir:
1. Osman b. Müslim
عثمن بن مسلم
2. Temlik b. (...)
تملك بن
3. Ömer b. el-Hattâb
عمر بن الخطاب
Hazreti Ömer b. el-Hattâb'ın
عمر بن الخطابــــ
adının geçmesi (isim tam olarak yazılı olduğu düşünülürse bunun “başka” bir Ömer olması pek olası değildir) tarihin belirlenmesinde önemlidir.
Hazreti Ömer'in hilafete, 634'de Resûlullah ﷺ irtihal-i dâr-ı bekâ eyledikten iki yıl sonra başlamış ve 644'de şehit olmuştur. Mektup ona hitaben yazıldığına göre, şehit edilmesinden önce yazılmış olduğu açıktır.
Gönderici, Hazreti Ömer'e tek bir dinar tahsis ediyor ve
أمير المؤمنين
“Müminlerin Emiri” gibi herhangi bir unvan kullanmıyor.
O halde bu mektup, Hazreti Ömer halife olmadan öncesine ait olabilir.
Hazreti Ömer'in halife olduğu zamandan daha eski bir tarih, kendisine herhangi bir "halife" unvanı verilmemesi ve Hazreti Ömer'e genel giderler için sadece 1 dinar tahsis edilmesi düşünüldüğünde bu Papirüsün Hazreti Ömer'in hilafetinden önce yazıldığı söylenebilir.
Bu, mektubun Resûlullah ﷺ irtihal-i dâr-ı bekâ eyledikten en geç iki yıl sonra olduğu anlamına gelir. Ancak mektup açıkça Hazreti Ömer'in bir tanıdığından olduğu için resmi başlıklar yazmaya gerek duyulmamış olabilir.
Daha da esrarengiz olan, belgenin daha aşağılarında
أم كلثومـ
“Ümmü Gülsüm” adının bulunmasıdır. Bu, Resûlullah'ın ﷺ kızı Hazreti Ümmü Gülsüm olabilir mi? İsmin yaygın olmadığı ve mektubun Hazreti Ömer'in çevresine gönderildiği göz önünde bulundurulursa, bu pek olası görünmüyor. Eğer gerçekten doğruysa, o zaman bu mektup yazıldığında Resûlullah ﷺ kesinlikle hayattaydı,
çünkü Resûlullah ﷺ Hazreti Ümmü Gülsüm'ün vefatında hayattaydı.
Mektupta adı geçen kişilerden biri de
أم أبان
“Ümmü Ebân” bir diğeri de
أسماء
Esmâ'dır. Kendi başlarına, bu isimler özellikle özel değildir. Ancak, Ümmü Ebân üçüncü halife Hazreti Osman b. Affan'ın kızı olabilir. Diğeride adı yaygın olsa da, Hazreti Ebû Bekir'in kızı Hazreti Esma validemiz olabilir.
Bahsedilen bu çıkarımlar, mektubu şüpheye yer bırakmayacak şekilde çok erken bir tarihte yazılmış olacağını ortaya koyuyor. Yazı üslubunun daha sonraki bir sahtekar tarafından taklit edilmesi için erken dönem İslam paleografisi bilgisine sahip birinin olması gerekir ve paleografi eskiler tarafından incelenen bir bilim değildi. Bir sahtekar, böyle bir belgeyi aşırı doğrulukla nasıl yazacağını bilemez. Ayrıca, bu belgenin herhangi bir sahteciliğe hizmet edebileceği gerçek bir amaç yoktur.
Gerçekten herhangi bir dini veya politik nokta ifade etmiyor. Bu sadece arkadaşlar ve aile arasında küçük bir miktar nakit dağılımıdır. Dili, İslâmî yazıların sonraki dönemlerini içermiyor çünkü Allah'ın sahabeler üzerinde rızası için dualar yok, sahabelerin hiçbirini yüceltmiyor.
Bu nedenle papirüse yaklaşık olarak 9. yüzyıla ait bir karbon tarihlemesi atanması şaşırtıcıdır. Mektubun sahte olduğuna inanmak için iyi bir sebep yoktur. Donner'a göre, karbon tarihlemesi yanlış ve mektubun başka malzemelerle de kirlenmiş olması muhtemel.
Papirüs tarihlemenin doğru veya doğru bir şekilde yapılması çeşitli nedenlerle zor olabilir.
Papirüsün diğer önemli özelliklerinden bazılarına gelince;
1) Besmele-i Şerif'in
س
harfi bazı İslâmî yazıtlarda olduğu gibi dişsiz olarak
ٮـــمـ الله
şeklinde yazılmıştır.
2) "Şey" kelimesinin hem elifsiz
شئ
şeklinde hem de elifle birlikte
شائ
şeklinde yazılmıştır.
3)
على
hatf-i cerinin
علا
şeklinde yazılması.
Bu konu İslâmî yazıtlarda ve kadim mushaflarda da dikkate değerdir.
4) Yazıtın bazı harflerinde nokta kullanılması da dikkate değer.
Hâsılı bu papirüs Mektup oldukça erken döneme ait olmasına rağmen, içeriğinde bahsedilen meseleler nedeniyle maalesef o döneme ait fazla bir bilgi vermiyor. Ancak yine de önemli olan, Resûlullah'ın ﷺ ve sahabelerinin varlığına dair İslami geleneğe güçlü bir belge niteliğinde olmasıdır.
Ancak Sayın @aktash111 tarafından yapılan bu paylaşımda papirüsün çözümlemesi yapılmış ve farklı bir ihtimal üzerinde durulmuştur.
Sayın @aktash111 yazı şekli, karbon testi ve papirüsün Mısır'a ait olması gibi hususları dikkate alarak ismi geçen kişinin, İbn-i Yunus'un tarihinde geçen Ömer b. el-Hattâb el-İskenderânî olabileceği sonucuna varıyor.
والعلم عند الله
والله اعلم بالصواب
سبحانك لا علم لنا إلا ما علمتنا إنك أنت العليم الحكيم
Yorumlar
Yorum Gönder