بسم الله الرحمن الرحيم
M.Ö. 1. YÜZYILDA YAZILMIŞ OLAN MÜSNED KİTÂBEDE GEÇEN
𐩡𐩠/له
LAFZULLAH OLABİLİR Mİ?
Öncelikle Yemen civarında
الفو
el-Fav kasabasında bulunan yaklaşık olarak milattan önce 1. Yüzyılda yazılmış olan bu Müsned yazıtın uzmanlarca birkaç farklı metin okuyuş şekillerinden Abdurrahman et-Tayyib el-Ensâri'ye ait okuyuş şekli esas alınırsa metni şöyledir;
"lcl b. Hef'am kardeşi Ribial b. Hef'am için bir kabir yaptırdı.
Onun için, çocuğu, karısı, torunları, torunlarının torunları Ve Ulvan ailesinden hür kadınları için (bir kabir yaptırdı) Onu ve kadınlarını sonsuza dek onu, her türlü kötülük, sıkıntı ve zarardan tanrı Kehl, Lah ve 'Asar Aşrak'ın korumasına verdi. Hadi, artık gök yüzü kan ağlasın, yeryüzü ateş kussun."
Müsned alfabe;
İngilizce bilenler için Müsteşrik Beeston'a göre okunuş şekli;
Yazıtın, Muttahhar Ali el-İryânî tarafından Müsned harflerden Arap harflerine nakledilerek çözümlemesi;
Sayın @mufidyuksel ileride inşaallah bu konuda daha detaylı bir bilgilendirme yapacaktır.
Konuyla ilgili
فاضل جاسم الجبوري
Fazıl Câsim el-Cebûrî'ye ait Arapça bir araştırma yazısında Kitabe derinlemesine incelenmiş olup konuyla ilgili kısmından anlayabildiğim kadarıyla istifadenize sunuyorum;
𐩥𐩡𐩠
وله
Bu kelime hakkında râcih olan görüş, kelimenin
"والله"
"Ve Allah" olduğu yönündedir.
Yazıtta, kelimenin başında, Müsned Hat ile yazılış şeklinde "lam"
ل
ve "he"
ه
harfinin dışında başka bir harf yazılmamıştır.
Allah lafzının
الله
başında bulunan elif harfi
ا
mevsuledir, kendisinden önce atıf vavı
و
olduğu için telaffuz edilmez,
والله
"vallahu" şeklinde okunur. Müsned kitâbede şeddeli olan mükerrer harflerden sadece biri yazılır bu yüzden
والله
kelimesindeki şeddeli tekrar eden "lâm"lardan 2. "lâm"
ل
harflerinden sadece biri yazılmıştır. Ve yine "Lâm"
ل
harfinden sonraki Med harfi/uzatma sesi olan "elif"te
ا
yazılmamıştır. Dolayısıyla yazıtta
والله
kelimesinin "lâm"
ل
ve "he"
ه
harfinden başka hiçbir harfi yazılmadan
وله
şeklinde yazılmıştır.
el-İryânî Rahimehullah, bu konuda şöyle demiştir:
“وله"
yani, o da bir ilah olan
( لاه)
Lâh'a sığındı demektir. Ve bu, daha önce hiçbir yazıtta okumadığım yeni bir ilahın adıdır. Burada lügavî bir kaziyenin yani dilsel bir hükmün iradı güzel olur şöyleki, bazı araştırmacıların
الله
Lafza-i Celâle'nin dilsel kökenini hakkındaki tahkikatları neticesinde araştırmacılardan bir kısmının görüşü bu kelimenin, yazıtlarda mutlak rububiyet veya efendilik veya hükümdarlık anlamlarına gelen
إله
"ilah", kelimesinden gelmiş olmasıdır. Devamında şöyle demiştir: “Eğer onlar bu kelimenin
لاه
"Lâh"tan geldiği görüşünde olurlarsa bu daha doğru olur. Bu halde kelimenin lafzî gelişim süreci sadece şu üç aşamadan geçecektir:
1-(Lah),
لاه
nekre/belirsiz kılınmıştır.
2-Sonra elif ve şemsî harflerden lâm ile marife kılınmıştır çünkü önceden mevcut olan lâm'ın üzerine dahil olan, telaffuzda şeddeli ve yumuşak okumayı sağlayan lâm ile
الله
"Allah" lafzı oluştu.
3- Sonra tazim için vurgulu bir şekilde telaffuzla
الله
(Allah) oldu.
(En doğrusunu Allah bilir.)
el-İryânî'nin metinlerinden, yukarıda şerh ettiğimiz gibi metinde geçen kelimenin
“والله”
olduğunu ve belirtildiği gibi
لاه
“Lah”ın nekre/belirsiz kılınmadığını fark etmediği açıktır. Ve eğer
لاه
(lah) olsaydı, nekre/belirsiz kılınması gereken gelecek olan isimlerde görüldüğü gibi, üzerinde temyîm/mimleme çıkmasını beklerdik.
Kısaca
تمييم
TEMYÎM kavramından bahsetmek gerekirse, bazı Arabi ve Sebeî dillerde kelimeyi nekre/belirsiz yapmak için ismin sonuna "mîm" harfi
م/𐩣
eklemek anlamına gelen bir ıstılâhi terimdir.
Kısaca Arapçada ismi nekre/ belirsiz yapmak için kullanılan tenvin ile benzer amaçta kullanılmıştır.
Araştırmanın başında bahsedildiği gibi (bu kelimeyi okuyan) herkes bilhassa el-Ensarî ve Beeston'da aynı şekilde
لاه
"Lah" olarak okumuştur. Ve Müsteşrik Beeston'un görüşü,
لاه
(Lah)'ın ünlü dişil
اللات
(Al-Lat)'ın erkek ilahı olduğu yönündedir.
Cevad Ali,
اللات
Al-Lat'ın güneş (tanrısı) olabileceğini ve Arapların ona ["el-İlâhe"
(الالاهة)
ve "Lâhe"
(لاهة)
elif ve lam olmadan] dua ediyor olduklarını zikretmiştir.
Eğer bu şekilde olursa
لاه
"Lâh"ın manası zımnen (İslamiyetten önce) Güney Araplarının tapındıkları Ay için
كهل
(Kehl) ve Güneş için
لاه
(Lah) olur ve metindeki bir sonraki kelime olan yıldız da
(عثر)
Asr/Astar bu üçlüyü tamamlar.
Ama (netice olarak buraya kadar yapılan izahlar dikkate alındığında
𐩥𐩡𐩠/وله
bu kelimeyi
والله/Vallâhu
şeklinde okumak diğerlerine tercih edilen en doğru görüştür.
YANLIŞ ANLAŞILMA OLMAMASI İÇİN KISA BİR
İLAVE
Allah lafzının başka bir kelimeden türememiş olduğunu kabul edenlerin bu
konuda ki delilleri daha ikna edici, acizane kanaatim de böyle. Yazıtta geçen وله
ifadesi de bununla çelişmiyor.
Bu Arapça makalede de Allah lafzının Lâh
kelimesinden türemediği Müsned yazısının kuralları açıklanarak izah edilmiş.
Kısaca والله Vallahu ifadesi Müsned yazısında وله
şeklinde yazıldığı anlatılmış. Yani yazıtta geçen bu ifadeyi والله şeklinde olması kabul edildiği takdirde Allah lafzının Lâh
kelimesinden türediğini kabul etmemiz gerekmiyor çünkü Müsned yazısında والله
ifadesi وله
şeklinde yazılır deniyor.
Elbette en iyisini Allah bilir.
سبحانك لا علم لنا إلا ما علمتنا إنك أنت العليم الحكيم
والله اعلم بالصواب
Yorumlar
Yorum Gönder