SAN'A EL YAZMASININ ALT METNİNE DAİR

بسم الله الرحمن الرحيم
SAN'A EL YAZMASININ ALT METNİNE DAİR

Bilindiği üzere sahabe efendilerimizin bazı özel nüshalarıyla Hazreti Osman'ın istinsah ettirdiği imam mushafları arasında farklılıkların bulunduğu, ayrıca Hazreti Übey b. Kâ‘b'ın mushafında Kunut dualarına yer verildiği, Hazreti İbn Mes‘ûd'un mushafında Fâtiha sûresiyle Felak ve Nâs sûrelerinin yazılı olmadığı rivayet edilmiş (Ebû Ubeyd Kāsım b. Sellâm, s. 318), sûrelerin tertibinin de değişik olduğu belirtilmiştir (İbnü’n-Nedîm, s. 128-139; Süyûtî, I, 201-203). 
Bu tür farklılıkların, özel mushaf sahiplerinin mushaflarını Resûlullah'ın ﷺ getirdiği yedi harf ruhsatına dayalı olarak kendi kıraatlerine uygun şekilde yazmalarından, Fâtiha sûresi gibi her gün namazda tekrarlanan bir metnin yazılmasına gerek görülmemesinden ve kayıt altına alınması gereği duyulan bazı duaların bu özel nüshalara not edilmesinden ve ayrıca sûrelerin tertibiyle ilgili farklı ictihadlardan kaynaklandığı anlaşılmaktadır.

 




 Ancak yine sahabe efendilerimizden birine ait özel bir nüsha olması kuvvetle muhtemel olan San'a El Yazmasının alt metnindeki bazı farklılıklar yedi harf ruhsatı kapsamında olmadığı görülmektedir. 

Bunun sebebi muhtemelen bu nüshanın kâtibinin bazı notlarla birlikte bu nüshayı sırf Kur'an metni olmaksızın kendi yorumlarını ve tefsirini de ilave ettiği düşünülebilir. Nitekim bu el yazması eğer şahsi notlar içermeyip imam mushaflarla tam olarak uyum içinde olsaydı silinmesine gerek kalmazdı. Ayrıca içerdiği tüm farklılıklar yedi harf ruhsatı kapsamında olurdu. Bu yazma ile ilgili olarak Asma Hilali de kapsamlı bir araştırma yapmıştır. Hilali, 38 yapraktan oluşan yazma metnin iki katmanlı bir yazıdan oluştuğunu; üst katmandaki yazının yedinci veya sekizinci yüzyılın ilk yarısına tarihlendirildiğini, alt katmanın ise bu tarihten daha erken bir dönemde yazıldığını öne sürmektedir. Hilali, yapmış olduğu incelemeler neticesinde alt ile üst metin arasında herhangi bir ilişkinin olmadığı sonucuna varmaktadır. Üst metinde Kur’an kesinti yapılmadan kaleme alınırken alt metinde Kur’an’ın farklı kısımlarından ayetler yer almaktadır. Alt metinde dikkat çeken hususlardan biri Kur’an okunması ile ilgili birtakım talimatların yer almasıdır. 




Bunlardan biri Tevbe suresinin başındaki


 “لا تقل بسمـ الله”
(Bismillah deme) ifadesidir. Ayrıca alt metinde birtakım düzeltmeler de bulunmaktadır. Bu nedenle Hilali de bahsettiğimiz gibi, alt metnin bir süreç içerisinde yazılan bir metin olduğu veya ders ortamında tutulan notlardan meydana geldiği hususu üzerinde durmaktadır.
Asma Hilali, “Was the San’â’ Palimpsest a Work in Progress”, The Yemeni Manuscript Tradition, Ed. by David Hollenberg, Christoph Rauch, Sabine Schmidtke, Leiden, Brill, 2015, s. 12-
Dikkate değer bir hususta yine bu yazma üzerinde araştırma yapan Puin'in ifadelerdir. Puin, Yemenli Kadı el-Ekvâ’ya yazmış olduğu mektubunda Kur’an’la ilgili olarak şu ifadeleri kullanmıştır: “San’a’daki kalıntılar hicretin ilk yüzyılına kadar gitmektedir. San’a’daki el yazmaları, Kur’an’ın hicri ilk asırdan itibaren tamamıyla yazıldığına dair yegâne somut delil olarak kalacaktır. Kur’an’ın yazımına -birçok gayri müslim ilim adamının zannettiği gibi- üçüncü asırda başlanmamıştır."
Hâsılı kelam bu cüz'î ihtilaflar Kur'an'ın korunmuş olmasıyla bir çelişki oluşturmamaktadır. Birçok kadim mushafa rağmen böyle özel notların olduğu bir nüshadaki bazı küçük farklılıklar elbette Kur'an'ın korunmuş olması hususunda hiçbir şüpheye sebep olamaz. 
والله اعلم بالصواب

Yorumlar

En Çok Görüntülenenler