KUR'AN'DA ALLAH'A İZAFE EDİLEN ZAMİRLER

بسم الله الرحمن الرحيم
KUR'AN'DA ALLAH'A İZAFE EDİLEN ZAMİRLER


Kişi zamirlerinin Kur’an'da Allah'a izafeten kullanıldığı zaman geçirdikleri anî değişimler için dikkat çekici bir örnek. kişi zamirlerinde (“O”, “Ben”, “Biz”, “Bizi”, “Bize”, “Beni”, “Bana” vb.) görülen bu anî değişmeler ya da geçişler, Allah'ın tüm ifade sınırlarının üzerinde olduğunu ve dolayısıyla “kişi zamirlerinin” zorunlu olarak kullanılmasının îma edebileceği her türlü tanımlama düzeylerinin üstünde olduğunu göstermektedir.
Âyette 
فَاِيَّايَ فَارْهَبُونِ
“O halde sadece Benden korkun!” Bu ifade, üçüncü şahıstan birinci şahsa geçiştir. Âyette konuşanın zaten birinci şahıs olması sebebiyle bu üslup caiz olmuştur. 
İltifat denen bu yöntem uyarıp korkutma açısından ‎
إنما هو إله واحدٌ وإياه فارهبوه 
(... Sadece O’ndan korkun) şeklinde ifade edilmesinden ve baştan beri birinci tekil şahıs 
إنما أنا إله واحد فاياي فارهبون
(innemâ ene ilâhun vâhid ve iyyâye fe’rhebûni) kullanılmasından daha edebîdir.
 

Benzer bir durum Fâtiha Sûresinde 5. Âyette de vardır.
Bir hadis-i şerifte, Cenab-ı Allah’ın, “Fatihanın yarısı Benim, yarısı da kulumundur.” buyurduğu, onun bu âyete kadar Allah’a ait olup, bu âyetin, Allah ile kul arasında, bundan sonraki âyetlerin ise kula âit bulunduğu ifade edilir. (Müslim, “Salâh, ” 38) 



İnsan, bu âyete kadar Cenab- ı Allah’a (c.c.) gâibde (3. şahıs gibi) hitap eder.
 

Buraya kadarki âyetleri âdeta O’na yükselmede merdiven gibi kullanır ve nihayet O’nun huzuruna çıkarak, bu âyetle, zikrettiği bütün sıfatlara sahip bulunan O Zât karşısındaki kulluk konumunu kavrama şuuruyla O’na doğrudan hitapla kulluğunu ifade etmeye çalışır.


Bazı yazıtlarda da yazıyı yazan "Ben, falan... dedikten sonra üçüncü tekil şahıs kipiyle dua eder." Hâsılı bunda yadırganacak ve eleştiri getirilecek bir durum olmadığını düşünüyorum.


Yorumlar

En Çok Görüntülenenler