VİCDANIN ZİYÂSI VE AKLIN NÛRU
بسم الله الرحمن الرحيم
VİCDANIN ZİYÂSI VE AKLIN NÛRU
Gerçek eğitim ve öğretim, hem Din’i, hem kâinatı, hem de insanı öğretmekle mümkündür.
Allah-u Teâlâ, bu eğitim ve öğretim için insana hem tefekkür, muhakeme, mukayese, hatırlama, ezberleme, derin ve etraflı düşünüp sonuç çıkarma, anlama gibi pek çok melekeye sahip zihin veya aynı manâda kullanacak olursak akıl, hem de inanma, tasdik etme, bir manâda tecrübe etme adına kalb vermiştir. Belki, irade ve hissi de içine katarak, bunların hepsini ihtiva eden ‘vicdan’ vermiş, bir başka ifadeyle, insanı âdeta vicdan kılmıştır. Bu melekeler içinde akıl veya zihin, ilimlerle, bilhassa kâinat ilimleriyle nurlanır; kalb ise, iman ve dinî ilimlerle aydınlanır, ışığını bulur. Batı’da orta çağlarda din adına ilimler ihmal edilmiş, ifrata gidildiği ve denge bozulduğu için Rönesans’la birlikte bu defa ilimler, dine rağmen ve dine karşı gelişmeye başlamış, kısaca Batı tarihi, din ile ilmin çatışma tarihi olmuştur. Bunun neticesinde din, aklî ve ilmî olması gerekmeyen dogmalar mecmuası olmaya indirgenip, kör taklit ve katı taassuba, düşmanlıklara yol açmış, ilim ise, dinden kopuk olarak insana verdiği faydalar kadar, belki daha fazla zarar getirmiş, ferdî ve içtimaî bunalımlara yol açmış, korkunç bir silahlanma ve sömürünün zeminini hazırlamış, insanı en tahripkâr bir varlık haline getirmiştir.
Hâsılı gerçek insanî dünya, ancak insanın sadece bedenden, sadece akıldan veya zihinden, sadece kalbden ibaret olmadığının anlaşıldığı ve buna göre dinî ilimlerle kâinat ilimlerinin bir arada ve birbirlerinin tefsiri, tercümanı olarak okutulduğu bir zeminde ancak kurulabilir ve ancak bu zeminde gerçek insanlar yetişebilir. Bu zeminde, kâinat ilimleri zihni aydınlatacak, dinî ilimler kalbi aydınlatacak ve bunların kaynaşmasıyla, birleşmesiyle talebenin gayreti havalanacaktır. Yoksa, tarihte olduğu gibi, akıl veya zihin kâinat ilimleriyle aydınlanmazsa, kalb dinî ilimlerle ışığını bulmaya çalışsa da bundan kör taklit ve katı taassup veya fanatizm doğar; buna karşılık, kâinat ilimleri Din’den veya dinî ilimlerden kopuk öğretilirse, bu defa ortaya şüphe, inkâr, neticede ferdî ve içtimaî bunalımlar, krizler çıkar.
Yorumlar
Yorum Gönder