BAKARA SURESİNİN 58. ÂYETİNDE GEÇENںعڡر KELİMESİNİN KIRÂATİ
بســمـ الله الرحـمن الرحيمـ
BAKARA SURESİNİN 58. ÂYETİNDE GEÇEN
ںعڡر
KELİMESİNİN KIRÂATİ
Yüce Allah'ın:
نَغْفِرْ لَكُمْ خَطَايَاكُم
"Biz de günahlarınızı affedelim" buyruğunda yer alan affedelim" kelimesini Nafi' "bağışlanır" anlamında
يُغْفَرْ
şeklinde okumuştur.
İbn Âmir de aynı anlamı verecek şekilde
تُغْفَرْ
diye okumuştur.
Bu aynı zamanda Mücahid'in kıraatidir.
Geri kalanları ise ilk şekilde ki gibi
نَغْفِرْ
okumuşlardır ki en açık okuyuş şekli budur.
Çünkü bundan önce:
وَاِذْ قُلْنَا ادْخُلُوا هٰذِهِ الْقَرْيَةَ
"Hani demiştik ki: Şu kasabaya girin.." buyruğu gelmişti. Dolayısıyla yüce Allah'ın bağışlayacağından haber vermek üzere
نَغْفِرْ
"affederiz" şeklindeki okuyuş daha uygundur. İfadenin takdiri şöyledir: Biz, kapıdan secde ederek girin ki günahlarınızı bağışlayalım, dedik. Diğer taraftan bundan sonraki ifadede birinci çoğul şahıs olarak
وَسَنَزٖيدُ
"artıracağız" ifadesi gelmektedir.
خَطَايَاكُمْۜ
Günahlarınızı" buyruğunu büyük çoğunluk bu şekilde okumuştur ve bu okuyuş şekli diğer ifadelerle uygunluk arzetmektedir. İbn Âmir ile Mücahid'in
ت
"te" ile
تُغْفَرْ
"bağışlanır" anlamındaki kıraati,
خَطَايَاكُمْۜ
"günahlar" anlamındaki kelimenin müennesliğinden dolayıdır. Çünkü bu kelime "günah" anlamındaki
خطيئة
"hatîe" kelimesinin cem-i teksiridir. Nâfi'in "yâ" ile
يُغْفَرْ
şeklinde okuyuşuna gelince; bu da müennes olan (çoğul ve "günahlarınız" anlamındaki
خَطَايَاكُمْۜ
"hatâyâküm") kelime(si) ile onun fiili arasına giren
لَكُمْ
"lekum: size" kelimesi dolayısıyladır.
Her ne kadar daha önce:
وَاِذْ قُلْنَا
"hani demiştik..." buyruğunda yüce Allah'ın ne buyurduğuna dair haber verilmekte ise de;
يُغْفَرْ
"bağışlanır" anlamında "yâ" ve "te" ile okunmasının uygunluğu yüce Allah'tan başka günahları bağışlayacak kimse bulunmadığından, ayrıca
نَغْفِرْ
"... affedelim..." anlamındaki "nûn" ile okuyuşun zorunluluk arzetmemesindendir. O bakımdan fiil, bağışlanan günahlara uygun olacak şekilde okunmuştur.
Yorumlar
Yorum Gönder