ŞEYTANIN YELLENMESİ

بسم الله الرحمن الرحيم

HADİSTE GEÇEN ضُرَاطٌ KELİMESİNİN
ŞERH VE İZAHI


وعَنْ أَبي هُريْرَةَ قَال: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ﷺ: إِذا نُودِي بالصَّلاةِ، أَدْبرَ الشيْطَانُ ولهُ ضُرَاطٌ حتَّى لاَ يسْمع التَّأْذِينَ، فَإِذا قُضِيَ النِّداءُ أَقْبَل، حتَّى إِذا ثُوِّبَ للصَّلاةِ أَدْبَر، حَتَّى إِذا قُضِيَ التَّثْويِبُ أَقْبلَ، حَتَّى يخْطِر بَيْنَ المرْءِ ونَفْسِهِ يقُولُ: اذْكُرْ كَذا، واذكُرْ كذا لمَا لَمْ يكن يذْكُرْ منْ قَبْلُ حَتَّى يظَلَّ الرَّجُلُ مَا يدرَي كَمْ صلَّى متفقٌ عَلَيْهِ.
"التَّثْوِيبُ": الإِقَامةُ.

Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
Namaz için ezan okunmaya başlayınca şeytan, duyduğu sıkıntı ve stresten dolayı kerih sesler çıkararak kaçar. Ezan bitince geri gelir. Namaz için kâmet getirilince tekrar arkasını dönüp kaçar. Kâmet bittiğinde yine gelir ve kişi ile nefsi arasına sokulup ona: «Filân şeyi hatırla, filân şeyi hatırla!» diyerek, daha önce aklına gelmeyen şeyleri hatırlatır. Neticede kişi kaç rekât kıldığını bilemez olur.” (Müslim, Salât, 19. Ayrıca bkz. Buhârî, Ezân, 4; Amel fi’s-salât, 18; Sehv, 6; Bed’ü’l-Halk, 11; Ebû Dâvûd, Salât, 31; Nesâî, Ezân, 20, 30)


Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bu hadislerinde insî ve cinnî şeytanların ezandan duyduğu rahatsızlığı beliğ bir üslupla dile getirmektedir. Şârihler, hadiste öncelikle cinnî şeytan zikredilmiş olsa da insî şeytanların da dahil olduğunu belirtirler. "Çünkü derler, insî ve cinnî her mütemerride şeytan denir. Burada şeytandan murad iblis ise de şeytan cinsinin kastedilmiş olması da muhtemeldir." Tîbî der ki: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) ezan dinlemek için şeytanın kendisini meşgul etmesini, kulağı dolduran ve bir başka şeyi dinlemeye mâni olan bir sese teşbih etti, bunun kötülüğünü belirtmek için de "sesli sesli yellenme" olarak tesmiye buyurdu."
Kaynak: İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 8/320-321.
Bu iş şeytanın ezanı dinlemeye mani bir meşguliyet bulması, ezanın sesinden şiddetle kaçması ve ona karşı büyük bir nefret duyması şeklinde de anlaşılabilir.
Hadiste şeytanın bu çirkin tavrı -kötülemek için- tuhaf bir ifade tarzı olan “ضُرَاطٌ” ile ifade edilmiştir. Müslim’in bir rivayetinde “ضُرَاطٌ” yerine “hızlı koşmak” anlamına gelen “حُصَاصٌ” kelimesinin kullanılması da bu mecazi manayı desteklemektedir.
 (Bkz. 
وقال ابن رجب :
" وقد قيل في سر ذلك : إن المؤذن لا يسمعه جن ولا إنس إلا شهد له يوم القيامة، فيهرب الشيطان من سماع الأذان ويضرط ؛ حتى يمنعه ضراطه من استماعه ، حتى لا يكلف الشهادة به يوم القيامة " انتهى من "فتح الباري" لابن رجب (5/ 216) .
İbn Hacer, Fethu’l-Bari, ilgili hadisin şerhi)

Yorumlar

En Çok Görüntülenenler