KUR'AN'IN YAZI MALZEMELERİ
بســمـ الله الرحـمن الرحيمـ
KUR'AN-I KERİM'İN YAZILDIĞI YAZI MALZEMELERİ
Resûlullah ﷺ tarafından görevlendirilen vahiy kâtipleri nâzil olan âyetleri mevcut malzemeler üzerine yazıyorlardı (Buhârî, “Feżâʾilü’l-Ḳurʾân”, 4).Bu malzemeler çok çeşitli olup en meşhurları
develerin kürek ve kaburga kemikleri (azm), tabaklanmış deri parçaları (edîm),
yaprak taşlar (lihâf), hurma dallarının uygun yerleri (asib), seramik parçaları (hazef), tahta (kateb),
parşömen (rakk) ve papirüslerdir (kırtâs; vahyin yazıldığı malzeme için bk. Müsned, V, 185; Süyûtî, el-İtḳān, I, 185-186; Hamîdullah, Kur’ân-ı Kerîm Tarihi, s. 43).
Esasen Kur’ân metninin yazım tarihinin araştırılmasında ilk kaynak Kur’ân’ın kendisi olmaktadır. Zira Kur’ân’da ince deri (raḳḳ) et-Tûr 52/3, kâğıt (ḳirṭās) el-En‘âm 6/7, 91, levha (lavḥ) el-Burûc 85/22, yazı/kayıt (nusḫa, el-A‘râf 7/154; el-Câsiye 45/29 raḳīm-marḳūm el-Kehf 18/9; el-Mutaffifîn 83/9, 20), tomar (siccil) el-Enbiyâ 21/104, sayfalar (ṣuḥuf) Tâhâ 20/133; en-Necm 53/36; el-Müddessir 74/52; Abese 80/13; et-Tekvîr 81/10; el-A‘lâ 87/18, 19; el-Beyyine 98/2, kitap (sifr) Abese 80/38; el-Cum‘a 62/5, mürekkep (midād) el-Kehf 18/109, yazmak/yazılmış (sṭr-mesṭūr-musteṭar) el-Kalem 68/1; el-İsrâ 17/58; el-Ahzâb 33/6; et-Tûr 52/2; el-Kamer 54/53 ve kalem (ḳalem) el-Kalem 68/1; el-Alak 96:4; Âl-i İmrân 3/44; 31/27 gibi kelimeler zikredilmektedir.
Mohammed Maraqten, “Writing Materials in Pre-Islamic Arabia”, Journal of Semitic Studies XLIII, no. 2 (1998): 288, 296, 306, 307, 308; Marx, “The Qurʾān the First Arabic Book”, 196.
Ḳalem kelimesi ilk nazil olan âyetler içerisindedir. Toshihiko Izutsu’ya (ö. 1993) göre Kur’ân’da geçen ḳirṭās, “sadece lengüistik olarak değil, Arapların kültürel tarihi açısından ilginç ve dikkate değer bir kelimedir.”
Toshihiko Izutsu, God and Man in the Qurʾān: Semantics of the Qurʾānic Weltanschauung (Islamic Book Trust 2002), 18.
Borçların yazılması (fe-ktubuhu) el-Bakara Sûresi 282’nci âyete konu olmaktadır.
Marx, “The Qurʾān the First Arabic Book”, 196.
İmlā kelimesi bu âyette “yazdırmak” (ve’l-yumlil) anlamında geçer. Taberî’nin (ö. 310/923) kaydettiğine göre el-Furkân Sûresi 5’inci âyette geçen tumlā ifadesinin yorumlarından biri de “dikte edilen/yazdırılan” (emleytu ʿaleyke’lkitābe ve emleltu) anlamıdır.
Taberî, Câmiʿu’l-beyân ʿan teʾvîli âyi’l-Ḳurʾân, thk. ʿAbdullâh b. Abdulmuḥsîn et-Turkî (Kahire: Dâru Hecr, 2001), 17: 401.
Yorumlar
Yorum Gönder