KİTAP VE SÜNNET HADİSİ BAĞLAMINDA el-MUVATTA’ ESERİ الموطّأ
بسم الله الرحمن الرحيم
KİTAP VE SÜNNET HADİSİ BAĞLAMINDA el-MUVATTA’ ESERİ
الموطّأ
Güvenilir râvilerden sahih hadisler alındığı için el-Muvaṭṭaʾı sahih kitaplar arasında sayanlar bulunduğu gibi onda mürsel, münkatı‘ ve belâğ türünden rivayetlerin yer aldığını belirtenler de vardır.
İlgili hadisi, İmam Mâlik’in (ö. 179/795) sahih rivayetleri derlediği eseri olan Muvatta'nın Kader Bâb'ında belirtildiği gibi İmâm-ı Mâlik, “belağ” sigâsıyla hadisi doğrudan Resûlullah’tan ﷺ nakletmektedir. Hadisin senedi zikredilmemektedir.
Ancak, el-Muvattâ’ın şârihi ez-Zürkânî (v.1122/1710), bu hadisi, Kesir b. Abdillah b. Amr b. Avf, babası Abdullah b. Amr, dedesi Amr b. Avf-, Resûlullah ﷺ tarîkiyle muttasıl senedle tahriç ettiğini belirtmektedir.
(Zürkânî, Muhammed b. Abdilbâkî, Şerhu’z-Zürkânî ala’l-Muvattâ’, Beyrut, 1990, IV, 307.)
Ayrıca İbn Abdilberr (v.463/1070);, İmâm-ı Mâlik’in el-Muvatta’da naklettiği "belağ" hadislerinden 32. hadis olarak bu rivayeti naklettikten sonra şu değerlendirmeyi yapmaktadır: “Resûlullah'tan ﷺ nakledilen bu rivayet de aynı şekilde ilim ehli nezdinde isnada ihtiyaç duyulmayacak kadar mahfuz, maruf ve meşhurdur.” Ardından bu hususta âhâd haberlerden Ebû Hureyre ve Amr b. Avf Radıyallahu Anhumâ hadisleri rivayet edildiğini söylemekte ve isnadlarıyla bu iki rivayeti nakletmektedir.
Bunlardan biri, Amr b. Avf’dan naklettiği şu rivayettir:
Abdurrahman b. Yahya > Ahmed b. Said > Muhammed b. İbrahim ed-Deybuli > Ali b. Zeyd el-Feraidi > el-Huneyni > Kesir b.
Abdillah b. Amr b. Avf > babasından > dedesinden. O, Resûlullah'ın ﷺ şöyle buyurduğunu söylemiştir:
“Size iki emir bıraktım, o ikisine sarıldığınız sürece sapıtmayacaksınız: Allah’ın Kitab’ı ve benim sünnetim.
(İbn Abdilberr, et-Temhid, XXIV. 331)
Diğeri Ebu Hureyre’ye isnad edilen hadis olup bu hadis İbni Abdilberr’in İmâm-ı Mâlik'in “Muvatta” kitabına yazdığı şerhte, Dârekutnî Sünen'inde, Hakim “Müstedrek”te ve Beyhaki “Sünen”de rivayet etmiştir, hadis şöyledir (ifade Hakim’indir):
Ebû Bekir b. İshak el-Fakîh > Muhammed b İsa b. es-Seken el-Vâsitî > Davud b. Amr ed-Dabî >Salih b. Mûsâ et-Talhî Abdülaziz b. Refî' > Ebî Sâlih > Ebu Hureyre dedi ki: Resûlullah ﷺ şöyle buyurdu: “Size iki şey bırakıyorum. Bunlara sımsıkı bağlandığınız sürece, asla doğru yoldan sapmayacaksınız. Bunlar, Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir ve onlar Havz başında bana kavuşuncaya kadar bir birinden ayrılmayacaktır.”
(Darekutni, Sunen, IV. 245; Hakim, Mustedrek, I. 93; el-Hatib el-Bağdadi, el-Fakih ve’l-Mutefakkih, I. 94; İbn Abdilberr, Temhid, XXIV. 331.) Sonuncu kaynaktaki hadisin sonunda “O ikisi Havuz’a varıncaya kadar birbirinden ayrılmayacaktır” ziyadesi mevcut değildir.
En sonunda ise Tirmizî’nin (ö. 279) Ebû Umame’den naklettiği şu rivayete yer vermektedir: “Resûlullah ﷺ : ‘Bir topluluk, hidayet üzere iken, ancak tartışmaya sokulmakla sapmıştır’ buyurdu ve sonra da “Bunu sana sırf tartışma olsun diye misal verdiler. Doğrusu onlar kavgacı bir topluluktur.” (43. Zuhruf 58.) ayetini okudu. İbn Abdilberr konuya şu yorumuyla noktayı koymaktadır: “İşte İmâm-ı Mâlik hadisinin lafzı da aynen böyledir ve Kitap ve Sünnet, onlara sarılanlara rehberlik etmektedir.
(İbn Abdilberr, et-Temhid lima fi’l-Muvattai mine’l-Maani ve’l-Esanid, tah. Said Ahmed E’rab, XXIV. 331-2. Mağrib-1991.)
İbn Abdilberr, İmâm-ı Mâlik'in bütün mürsel rivayetlerinin sahih ve müsned olduğunu belirtir. Suyuti (ö. 911) de, “Muvatta’daki her mürsel haberi bir veya birden çok destekleyen başka haberler vardır. Doğru olan, mutlak olarak Muvatta’ın sahih olduğu ve bundan hiçbir şeyin istisna edilemeyeceğidir” der.
(İbn Abdilberr, el-İstizkar, I. 82, tah. Abdulmu’ti Emin Kal’aci, Beyrut-1993, I-XXX.)
İbn-i Hacer'de bu hadis için
قال ابن حجر في هداية الرواة (1/ 140): ((معضلا بلاغا))
Mu'dal ve belâga kaydını koymuştur.
Ancak bahsedildiği üzere İbn Abdülber en-Nemerî el-Muvaṭṭaʾdaki mu‘dal, mürsel ve münkatı‘ rivayetleri derleyerek muttasıl senedleri bulunup bulunmadığını araştırmış, bu nitelikteki altmış bir hadisten elli yedisinin başka tariklerle İmam Mâlik’ten müsned olarak nakledildiğini, sadece dördünün isnadı bulunmadığını tesbit etmiştir ve bu hadiste buna dahildir (Tecrid Tercemesi, Mukaddime, I, 150). İbnü’s-Salâh ise onların da muttasıl olduğunu Risâle fî vaṣli’l-belâġāti’l-erbaʿa fi’l-Muvaṭṭaʾda ortaya koymuştur. Henüz Ṣaḥîḥayn’ın tasnif edilmediği bir dönemde İmam Şâfiî’nin, yeryüzünde Allah’ın kitabından sonra en sahih kitabın el-Muvaṭṭaʾ olduğunu söylemesi de bu görüşü desteklemektedir. Kütüb-i Sitte gibi hadis kitaplarının tasnifinde de bu eserin metodundan faydalanılmış, diğer taraftan Kütüb-i Sitte’nin altıncı kitabı sayılan İbn Mâce’nin es-Sünen’i yerine Kuzey Afrikalı âlimler el-Muvaṭṭaʾı kabul etmiştir.
Yorumlar
Yorum Gönder