'' [العلمين] ALİMİN Mİ ALEMİN Mİ?'' ÜZERİNE MÜNAZARA TADINDA BİR SOHBET
Erdal SERÇE: Neden?!
Ama benim
Kur'an ım da, "Biz seni ancak, ALİMLERE/BİLENLERE rahmet olarak
gönderdik" yazıyor, Onların Kur'an ın da "ALEMLERE" diyor.
Kur'an'larımız farklı…
Reddü’l-Evham: Böyle
okumak mümkün ancak bunun için sebep nedir? Bu okumayı esas alan bir kıraat var
mıdır? Niçin mevcut Mushaflarda "âlemîn" şeklinde okuma esas
alınmıştır?
Reddü’l-Evham: "Âlimîn"
olması için bu yeterli bir gerekçe değil. Eğer sırf ilme karşı bir duruşun
neticesi olsaydı ilimin ehemmiyetini vurgulayan hiçbir ayet ve hadis olmazdı.
Hâlbuki malumunuz olduğu üzere durum bilâkis.
Erdal SERÇE: SENİN DE
GÖRDÜĞÜN GİBİ, HER ŞEY ÇOK AÇIK ve NET iken, "YAZILMIYORDU ama
OKUNUYORDU" veya "ÖYLE BİR NİYETLERİ OLSA İDİ" gibi subjektif
söylemlere itibar edilmez!
Reddü’l-Evham: Sizin itiraz
ettiğiniz ve değiştirildiğini iddia ettiğiniz harf ع
Harfinden sonra
gelen ا
Harfinin
varlığı değil ل
Harfinin
harekesi ile alakalı. Ve bunun için verdiğiniz örnek fotoğraflar bunu
desteklemiyor.
Siz
bu harfin kesre ile olunacağını iddia ediyorsunuz fakat bunun için de hiçbir
objektif delil sunmuyorsunuz ve verilen cevapları da subjektif buluyorsunuz.
Eğer dediğiniz gibi olsaydı en azından bir kırâate göre öyle okunmalıydı.
Hâlbuki bunda hiçbir kırâatte ihtilaf yoktur.
Ayrıca bu
kelimenin ne zaman ve neden uydurulmuş olduğunu düşünüyorsunuz? رب السموات والأرض
Terkibi ile رب العلمين
Terkibi daha
uyumlu iken neden böyle bir iddiada bulunuyorsunuz? (Objektif delil.)
Hemde bu İslâmî
yazıtlar da العلمين
şeklinde
yazılmışken neden kimse sizin iddia ettiğiniz gibi telaffuz etmiyor?
Burada da yine
aynı şekilde okunmuş.
Reddü’l-Evham:
1)
Kıraatini yanlış bulduğunuz bir kelimeyle ilgili neden yanlış olduğunu
delilleriyle gösterecek somut bir örnek verebilir misiniz?
2)
Yazımından dolayı yanlış anlaşıldığını düşündüğünüz herhangi bir kelimenin
doğru yazılışı ile ilgili deliller getirerek örnek verebilir misiniz?
Erdal SERÇE:
Reddü’l-Evham: Yanlış olan neden yanlış, doğru olan neden doğru?
Erdal SERÇE: Baktığın şeyi
görmeye çalış.
Reddü’l-Evham:
العالمين
ile
العلمين
Örneğinde
fazladan yazılmış olan Med harfi ile ne gibi bir yanlışlık olduğunu
düşünüyorsunuz? İkisinin de okunuşu aynı. Burada bir kıraat farklılığı yok,
yazım farklılığı ise ne okunuşu ne de anlamı değiştiriyor. Harekeler
hatalı diyorsanız verdiğiniz fotoğraflar bunu desteklemiyor.
Erdal SERÇE: Mana farkı var.
Reddü’l-Evham: Mana farkı ancak farklı harekelendirme ile mümkün
olur. Verdiğiniz fotoğraflarda ise harekelendirme aynı, okunuş aynı, mana aynı.
Belki böyle bir fotoğraf paylaşmış olsaydınız iddianıza daha uygun olurdu.
Düzeltiyorum,
ikinci lâm harfini kesre ile yazacakken sehven fetha ile yazmışım. Yani belki
böyle bir harekelendirme olursa iddianıza uygun olur demek istemiştim.
عِشْرِينَ، ثَلاَثِينَ gibi.
Veya cem' alâmetidir; çünkü,
âlemin ihtiva ettiği cüzlerin herbirisi bir âlemdir. Veyahut,
yalnız manzume-i şemsiyeye münhasır değildir. Cenâb-ı Hakkın, şu gayr-ı
mütenahi fezada çok âlemleri
vardır.
Evet, اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ كَمْ
لِلّٰهِ مِنْ فَلَكٍ تَجْرِى النُّجُومُ بِهِ وَالشَّمْسُ وَالْقَمَرُ
Ve رَأَيْتُهُمْ لِى سَاجِدِينَ 'de olduğu gibi, burada da ukalâya mahsus cem' sîgasıyla gayr-ı ukalâ cem'lendirilmiştir.
Bu ise, kavaide muhaliftir?
Evet, âlemin ihtiva ettiği uzuvların birer âkıl, birer mütekellim suretinde tasavvur edilmesi, belâgatin en makbul bir prensibidir. Zira, kâinatın âlem ile tesmiyesi, kâinatın Sâniine olan delâleti, şehadeti, işareti içindir. Binaenaleyh, kâinatın uzuvları da Sanie olan delâletleri, şehadetleri için birer âlem olmaları icap eder. Öyleyse, Sâniin o uzuvları terbiyesinden ve o uzuvların da Sânii ilâm etmelerinden anlaşılır ki, o uzuvlar; birer hayy, birer âkıl, birer mütekellim suretinde tasavvur edilmiştir. Binaenaleyh, bu cem'de kavaide muhalefet yoktur.
http://www.erisale.com/#content.tr.6.39
Erdal SERÇE: İsfahani'den "yanlış bilgi" almışsın. Senin, kökü "alm" dediğin tekil "Âlem" kelimesinin çoğulu "Alemin olmaz" , E'lam olurdu Mushaflar arasında, "hareke marifeti" ile oluşan yazım farklılığı bu şekilde izah edilemez.
Reddü’l-Evham: Neden?
Erdal SERÇE: Harekesiz
olunca her şey net ve kolay.
@edipyuksel kardeşim, Kur'an harekesiz olsa idi, "evren/halk"
diyecek mi idin?
Fatih: Ben de fikrimi söyleyeyim: Sonsuz sayıda alem var.
اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَم۪ينَۙ
Rab; olgunluk sınırına ulaşana değin
aşama-aşama, derece-derece (tedricen) geliştiren demektir. (tekamül zinciri)
Alemler ardışık olarak zincirleme bir şekilde yaratılıyor.
Ey kavmim! Rabbinizden bağış dileyin; sonra da O'na tevbe edin ki, üzerinize göğü bol bol göndersin ve kuvvetinize kuvvet katsın. Günah işleyerek yüz çevirmeyin. Hûd 52 bol-bol anlamına gelmiyor:
مِدْرَارًا
Ardışık
olarak, birbiri ardınca anlamına geliyor.
Bülent Şahin
EŞDEĞER: Kur'an'da Alem kelimesi insan toplulukları/ toplumlar için
kullanılmıştır "Alemlerin Rabbi" ifadesi de "sadece
İsrailoğullarının Rabbi" anlayışına cevaptır. O sadece İsrailoğullarının
değil tüm toplumların Tanrısıdır o sebeple de nebiler sadece İsraioğullarından
çıkmaz mesajı var.
Edip YÜKSEL: A'LM (bilmek)
kökünden gelir ve "bilinenler" anlamına gelir. Bağlamına göre tüm
bilinenleri (varlıkları, sıfatlarını ve işlemleri) içerir veya bağlamına göre
belli bir kategorideki tüm bilinenleri içerir. Fatiha'daki, tüm evrenler için
veya minimum tüm insanlar için anlaşılabilir.
Kuran, Allah'ın MÜŞRİKLER DAHİL HERKESİN Rabbi olduğunu bildirirken, daha Kuran'ın girişinde genel bir bağlamda bu Rabliği sadece Alimler ile sınırlanması doğru gelmiyor. Ayrıca, Alim kelimesinin çoğulu için Ulama veya Ellezine Utul Ilme ifadesi kullanılır.
Erdal SERÇE:
Rabliği sadece
"ALİMLER "ile sınırlandırmış olmayız Harun ve Musan'ın
rabbi/Doğuların ve batıların Rabbi/Şafağın Rabbi veya halkın Rabbi dendiğinde
de sınırlandırılmış olmaz de mi?
Alim kelimesinin çoğulu için Ulema veya Utul İlme den başka 'ğelmin de kullanılmış /Rum-22
Bülent Şahin EŞDEĞER: Harekesiz de zaten onu Alemin diye okuyoruz. :)
Alimin denmez Ulema denir çoğulu. Milyonlarca arap zaten Arapçayı harekesiz
okuyor bugün de dün de :)
Erdal SERÇE: Harekesiz
Rum-22 ile arasında ki fark ne dir? Besim Atalay fark görmemiş!
Bülent Şahin EŞDEĞER: Sanırım Arapçanız ya yok ya da yetersiz. Çok basit
kuralları bilmeden çok büyük iddialar ortaya atıyorsunuz. 30/22'deki kelime
Harf-i Cer + İsim lil geldiği için alimin diye okunur. Li'deki i Al+i yapar.
Onu da Al+e diye okuyamazsınız.
Edip YÜKSEL: Sen de pek Arapça bilmiyorsun Bülent. No problem.
Kuran'ı anlamak için Arapça değil, İYİNİYET+İMAN+AKIL şart. Li harfi ceri
ortadaki L harfini etkilemez, sonundaki M harfini etkiler. Çoğulda ise YN
biçiminde kendini gösterir. Yani ALiM okunmasının harfi cer ile bir alakası
yok.
Edip YÜKSEL: Doğrusu iki kelime de BİLMEK kökünden geliyor. Birisi
BİLENLER diğeri de BİLİNENLER. İki türlü de okunmaya açıktır ve iki türlü de
okunsa bir sorun üretmiyor. Quran: a Reformist Translation giriş bölümünde
farklı okumalar ile ilgili olarak Kurani bir iki prensibi tartışıyorum.
Bülent Şahin EŞDEĞER: Arapça biliyorum da söylediğin şeyle benim söylediğim
kural birbirinin alternatifi değil birbirini tamamlıyor çok da önemli değil
dediğin gibi. Böyle konulara takılıp uzun uzun dalmayı zaman ve enerji israfı
görüyorum.
Son olarak şunu
belirteyim Kur'an kelimelerinini harekelenmesi birilerinin keyfine göre
olmamıştır. Yine gramer kurallarına göre yapılmıştır. Farklı versiyonlar
elbette mümkündür ama kurallara uymak kaydıyla. Şu linkten bazı versiyonlara da
bakılabilir:
https://www.mushafincele.com/index.php
Erdal SERÇE : Kıraata
göre mana değişmesine nasıl bir değerlendirme yaparsın?
Bülent Şahin EŞDEĞER: Anlatamıyorum galiba :) Dedim ki
Farklı versiyonlar elbette mümkündür ama kurallara uymak kaydıyla.
Erdal SERÇE: Farklı anlam verince VERSİYON oluyor anladım da, aynı
kelimeye, ÇAMUR/OKYANUS/SICAK PINAR/BALÇIK demenin kuralı ne onu anlamadım.
Erdal SERÇE: Birisi BİLENLER, diğeri BİLENLER İÇİN diye okunur!
BİLİNENLER diye okuyamazsın. BİLİNENLER olabilmesi için ME'LUMİN معلومين olması gerekirdi!
Reddü’l-Evham: Bu örneklerde de العالمين Yerinde
العلمين Yazılmış.
Müfid YÜKSEL: Harf-i Medd olan elif Erken dönem
yazılarında, kaya yazıtlarında ve Hatt-ı Osmani Mushaflarında okunur yazılmazdı
Bu örnekte olduğu . Hicri 2. Yüzyıl sonları, 3. Yüzyılda yazılmaya başlandı.
Arapça yazım imlasınnın zaman içeriindeki gelişimi ile alakalı.
Erdal SERÇE: Hayır kardeşim, "Arapça yazım imlasının zaman
içinde ki gelişimi ile alakalı değil" Bak, bende ki nüsha, *1983 yılı ŞAM
basımı Dar el Fecr el İslami* ve, "erken dönem yazılarına UYGUN"!
Müfid YÜKSEL: Onlar zaten Resm-i Osmani'yi esas
alarak basıyorlar. Arap âleminde son 40 yılda basılan Mushaflar bu şekilde.
Şener
AKTAŞ: Küçük bir katkı yapim hocam; Resmi Osmani ile basım
1925 Mısır kralı Fuad tarafından basılan mushaf ile başlamıştır. Arabistan'da
Fehd matbaasında 1980'li yıllardan beri bu nushayı baz alınarak basılıyor. Tüm
dünyaya dağıtıyor.
El yazmalarında Fatiha
suresi çok azında vardır. İlginçtir onlarda da âlemin kelimesinde elif vardır.
Aynı mushaflarda Mesela bakara suresinde geçen âlemin kelimesinde ise elif
yoktur.
Alimin veya Âlemin
kelimesi ile iradeli varlıkları işaret ettiği açıktır. İradeli varlıklar
görünen ve görünmeyen olarak iki başlıkta toplanırken bu iki âlemde kendi
içlerinde alemlere ayrılmıştır. Alimler de bu alemlerin içinde bir alemdir. İki
ana âlemde de alimler vardır. Fatiha için farklı bir bakış açısı: Surede Allah
önce gaib zamir sonra nahnu zamiri ile konuşanlar var. Bu konuşma mecazi deyip
geçilebilir veya kim bu konuşanlar. Surenin arkasında hicaz değilde en geride
bir yerde bir açılışın ilk konuşması mı? Âlemin kelimesi de buna göre.
Ebû Tahir et-Tureysisî:
Yazıyı okudum fakat muhatabın iddiaları ilmi olmamış. Resm-i osmaniden gitmek isteyip de mevzunun aslında resm değil ve kıraat işini keyfiliğe götürme isteği var. Bunun yanında alternatif olarak sunulan okuma acaba 26:165da nasıl tezahür edecek?
26:23-24 bence güzel bir tefsir
Fatiha suresinin 2. Ayetinde geçen العالمين Arthur Jeffery’in
de aktardığı gibi, kelime Arapça asıllı değil ve alimlerimizin kelimenin Arapça
olduğunu ispat etme girişimleri de pek başarılı olamamış. Kur’an öncesi bu
kelimenin kullanımına bakalım:
Kur’an’daki rabbul alemin kalıbı (העלמים דכרן) Targum Ezgiler
ezgisinde מרי עלמא 19
kere ve דכרן (כל) עלמאֹ 6
kere geçmektedir.
Monoteist Sabai yazıtta da ‘’uzak
(gelecek/ahiret) ve yakın (dünya) alemin içinde’’ şeklinde bir ibare
geçmektedir.
Habeşçe Henoch kitabında da alemin Tanrısı
şeklinde geçmektedir:
Jubilaen kitabında ise ebediliğin (ya da
alemlerin) Tanrısı şeklinde geçmektedir:
Merhametli Tanrı hakkında Aramice bir şiirde
de ‘’mireh-d-âlmâ’’ alemin Rabbi şeklinde geçmektedir:
Etimolojik olarak:
https://twitter.com/_para__bellum/status/1587108283680186371?s=20&t=J3im9i9wjDurMmlp1oTeNg
Reddü’l-Evham: كيف قراءة هذه الكلمة في سورة الفاتحة؟
هل
تُقْرَأُ هذه الكلمة مثل هذه "رَبِّ الْعَلِمِين"؟
Erdal
SERÇE يقرأ
مثل هذا "الحمد
لله رب العَلْمِينَ" آية سورة الفاتحة. ا هذه القراءة صحيحة؟
Yorumlar
Yorum Gönder