RESULULLAH'IN ﷺ HAZRETİ ZEYNEB VALİDEMİZLE EVLİLİKLERİNİN ARKA PLANI

 بســمـ الله الرحـمن الرحيمـ

Resûl-u Ekrem ﷺ ile Hazreti Zeynep (r.anha)'nın evliliklerini bahane ederek zehirlerini akıtanların gözden kaçırdıkları bazı önemli noktalar bulunmaktadır.

Bunlar, Zeyneb (r.anha)’in Hazreti Peygamber'in ﷺ yakın akrabası olduğunu, onun Medine'ye hicret eden ilk Müslümanlar arasında bulunduğunu, Resûl-i Ekrem'in ﷺ, Zeyneb (r.anha)'i Zeyd'le (ra) evlendirmek için ne kadar uğraştığını, evliliğin sürmesi için ne kadar gayret sarf ettiğini, üstelik Zeyneb (r.anha)'in Zeyd (ra) ile evlenmeden önce Resûlullah'a ﷺ varmak istediğini hiç dikkate almıyorlar. Eğer Resûl-ü Ekrem ﷺ Efendimiz, Hazreti Zeyneb (radıyallahu anha) ile daha önce evlenmek isteseydi buna kim engel olabilirdi? Hazreti Âişe'nin dediği gibi, muhalfarz, Peygamberimiz'in, vahy-i münzelden bir şeyi ketmetmesi caiz olsaydı Zeyneb'le izdivacını emreden âyetleri ketmederdi. (Buhârî, tevhid 22; Müslim, iman 288; Tirmizi, tefsir (33) 9, 10, 11.)

Ayrıca, cahiliye devrinde, evlâtlıklara evlât deniyor ve onların eşleri de aynen evlâdın eşi gibi kabul ediliyordu. Cahiliyeye ait bu âdet, kaldırılmak murat buyrulunca, yine tatbikata Efendimiz'le ﷺ başlanıldı. Herhangi bir kimseye "evlâdım" demekle evlâdınız olamayacağı gibi, "evlâdım" dediğinizin zevcesi de gelininiz olamaz. Büyüklerin küçüklere "oğlum" demeleri, zıhar mes'eleleri gibi, yani karısına "Anam gibisin" dese, haram olduğu gibi değildir ki, hükümler onunla değişsin. Hem büyüklerin raiyetlerine ve peygamberlerin ümmetlerine pederane nazar ve hitabları, risalet vazifesi itibariyledir; şahsiyet-i insaniye itibariyle değildir ki onlardan eş almak uygun düşmesin?